Ben - Aaa kedicikler başladı
Elora - Hayır baba onlar Pim Ve Pom
Ben - Hadi çorbanı ye yoksa kuşlar gelir yer (çocuk kandıracağız ya,"köftelerin ağlar"dan sonra dersimi almamışım belli ki)
Elora - Ben burada hiç kuş göremiyorum baba?
-Teşekkürler yemiyecem, sonra yerim olur mu baba?
-Baba bana bir iyilik yapar mısın?
-Arabaya zıpla da gezdireyim seni.
Ben - Arabayı tamir et hadi
Elora - Önce nereden başlayacağım?
-Napıyorsun anane, gözüme ışık geliyordu neredeyse (ananesi perdeyi açınca)
-Vantilatör - Oneee, twooo, lator (Bu ayın bombası buydu herhalde, Türkçe kelimeyi İngilizce kelimelerle heceledi:)
Ben - Bu nedir bir ayı mı?
Elora - Evet bildin
Elora - Baba bana köfte patates ve ayran alır mısın?
Ben - Ama daha sabah kızım kahvalti edeceğiz.
Elora - Ama kokusu geldi bak?
Ben - Neyin?
Elora - Köfte, patates ve ayranın
Bu ay öksürük ve burun tıkanıklıkları ile geçtiği için gece pek rahat uyuyamıyordu, sürekli burnundan nefes almaya çalıştığı için de öksürerek uyanıyordu. Uyurken kulağına aşağıdaki gibi fısıldadım, o da uyurken cevap verdi.
Ben - Burnundan nefes alma, ağzından al, aç ağzını
Elora - (Ağzını açarak)Aaaaaaa...Hiçbir şey olmadı baba (dedi ve uyumaya devam etti:)
Ben - Rüyanda tavşanlar gör, minik minik öpsünler seni (gece yatarken böyle dedim)
(Sabah olunca)
Elora - Baba rüyamda tavşanları gördüm....Ama beni öpmedilerrr (bozulmuş:)
Bu ayın en büyük olayı da anaokuluna başlamış olması:)İlk gün annesi kapı arasından gizlice şu fotoğrafı çekmiş.